Kendinden kısaca bahseder misin?

Hayat serüvenime Ankara’lı bir ailenin ilk çocuğu olarak başladım. Lise giriş sınavından iyi bir puan almam ve Galatasaray Lisesi’ne yerleşmemle birlikte Ankara defterini kapatıp, İstanbul’da yeni bir hayata başladım.

Boğaziçi Üniversitesi, lisedeyken hayallerimi süslüyordu. Sıkı bir çalışma süreci sonucunda Türkiye 21.’si olarak, hedefimdeki İşletme Lisans Programı’na yerleşmeye hak kazandım.

Üniversite hayatının, kişilik yapımı geliştirmemde çok büyük katkı sağladığını düşünüyorum. Aldığım dersler, katıldığım etkinlikler ve görev aldığım öğrenci kulüpleriyle vizyonumu genişletme fırsatı buldum. Amerika’da University of Wisconsin’de bir değişim programına katıldım ve Avrupa’da birçok gönüllülük projesinde rol aldım. Mezun olurken Boğaziçi’nde bulunan Conficius Çince Enstitüsü ile 1 ay Çin’de eğitim aldım.

Üniversitenin son yıllarına doğru iş arayışına başladım. Mezun olmadan 6 ay önce Oliver Wyman adlı New York merkezli yönetim danışmanlığı firmasından iş teklifi aldım ve mezun olmamla birlikte işe başladım. İş hayatında geçen 2 yıl boyunca hem Türkiye’de hem de Avrupa’da finansal kurumlara danışmanlık projelerinde çalıştım. Yoğun geçen mesailerin sonunda çok şey öğrendim ve çok değerli insanlarla tanıştım. London School of Economics’te yapacağım finans yüksek lisansı sonrasında yetkinliklerimi artırmayı ve finans piyasalarında çalışmaya devam etmeyi planlıyorum.

“Akademik çeşitlilik ve öğrenci kulüplerinin etkinlikleri sayesinde kişi kendini keşfedebiliyor ve ilgi alanlarını besleyebiliyor.”

Lisans eğitimin süresince kendini geliştirebilmek için hangi kaynaklardan faydalandın? Neler yaptın?

Lisans eğitimi, kişinin kendini tanıması ve ilgilendiği alanları belirleyebilmesi için büyük bir fırsat sunuyor. Akademik çeşitlilik ve öğrenci kulüplerinin etkinlikleri sayesinde kişi kendini keşfedebiliyor ve ilgi alanını besleyebiliyor.

Lisans eğitimim boyunca farklı fakültelerden aldığım derslerin beni çok geliştirdiğini düşünüyorum. İşletme alanındaki derslerin yanında dil, sosyal bilimler ve sanat dersleri aldım. Özellikle aldığım Rusça ve Çince dersleri sayesinde farklı bölümlerden arkadaşlar edindim ve onlardan çok şey öğrendim.

Üniversitedeki öğrenci kulüpleri de çok geliştirici oldu. Benzer görüşe sahip öğrencilerin kurduğu bu kulüpler nelere ilgi duyduğunuzu keşfetmenize yardımcı oluyor. Çok fazla para ve efor harcamadan yamaç paraşütü yapabilir, dağcılığı veya saksafon çalmayı deneyebilirsiniz. Ben bunları bir heves olarak yapsam da, çok sayıda arkadaşımın bu hevesi profesyonel bir uğraşa çevirdiğine şahit oldum.

Üniversite kulüplerinin yanında gönüllülük faaliyetleri de çok önemli. Çelikel Eğitim Vakfı’nın aracılığıyla katıldığım TEGV’de çok değerli insanlarla tanıştım ve ilkokul çocuklarına ders verirken çok keyif aldım. Hem farklı üniversitelerden insanlarla tanıştım hem de sivil toplum örgütlerinin işleyişini gördüm.

“Hepimiz birbirimize bir şey kattık ve birbirimizden bir şey öğrendik.”

Alev Topları Programı’nın senin gelişimine ne gibi katkıları oldu?

Alev Topları Programı, İstanbul’da üniversite okuyacak her genç için çok büyük bir fırsat. Dikkatle hazırlanan kişisel gelişim programları ve alanında uzman kişiler tarafından verilen eğitimlerin, seminerlerin temel yetkinliklerimin gelişmesine çok büyük bir katkısı oldu.

Ayrıca İstanbul’un en iyi üniversitelerinde farklı bölümlerde okuyan bir çok arkadaşım oldu. Özenle seçilen bursiyerler hem başarılı hem de entellektüel olarak çok yönlüydü. Hepimiz birbirimize bir şeyler kattık ve birbirimizden bir şeyler öğrendik. Programdan mezun olmamızın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hala görüşüyoruz.

Çelikel Eğitim Vakfı’nın yöneticileri ve çalışanları ise, her zaman birer yönder gibiydi. Düşüncelerimizi dinlediler ve bizi geliştirilebilecek her şeyi yapmaya özen gösterdiler. Vakfın her zaman arkamızda olduğunu bilmek bize güç veriyor.

“Vakfın bizi davet ettiği sosyal etkinliklerin ve gönüllülük faaliyetlerinin de burs kabulümde büyük katkısı oldu.”

Alev Topları Programı’nın vizyonu bana çok şey kattı. Atatürk’ün 1923’de yazdığı telgrafından ilham alarak başlatılan Program, telgrafta geçen “Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum; alevler olarak geri dönmelisiniz!” sözlerinin önemini bize hep hissettirdi. Yurtdışında öğrendiklerimizi Türkiye’de icra edip yaygınlaştırabilmemiz için gereken yetkinlikleri kazanmamız ve yetkin bireyler olmamız için çeşitli eğitimler verdiler.

Vakfın bizi davet ettiği sosyal etkinliklerin ve gönüllülük faaliyetlerinin de burs kabulümde büyük katkısı oldu. STK ve gönüllülük tecrübesi olan adayların, akademi ve iş dışında konuşacak farklı alanlara hakim olduğunu ve bunun da burs kabulünde önemli kriterlerden birisi olduğunu düşünüyorum.

“İlk olarak yüksek lisans yapmak istedikleri alanı düşünmeliler. Alana karar verdikten sonra bu alanda başarılı üniversiteleri ve ülkeleri sıralamalılar.”

 

Yüksek Lisans ve burs kabulüne ilişkin deneyimlerin neler? Diğer kıvılcımlara kendilerini geliştirebilmeleri için önerilerin neler olur?

Öncelikle yurtdışında yüksek lisans ve burs başvurularında çok şeffaf bir sistemle çalıştıklarını gördüm. Bu yüzden yurtdışındaki programlara başvururken akıllarında bir soru işareti ya da herhangi bir çekinceleri olmasın.

İlk olarak yüksek lisans yapmak istedikleri alanı düşünmeliler. Alana karar verdikten sonra bu alanda başarılı üniversiteleri ve ülkeleri sıralamalılar. İlk başta düşündükleri üniversite ve bölümleri listelemeleri, başvuru aşamasında daha sistemli şekilde hareket etmelerini sağlar.

Yüksek lisansa başvururken en çok önem verilen noktaların lisans dönemindeki başarı, niyet mektubu ve referanslar olduğunu düşünüyorum. Yüksek lisans yapılacak alandaki derslerin iyi olmasına önem göstermek gerekiyor. Niyet mektubunu yazarken kendilerini kısa ve net bir şekilde anlatarak neden o bölüme uygun olduklarını ve neden kabul edilmeleri gerektiğini göstermeliler. Referanslarda ise kendilerini yakından tanıyan akademisyenleri ya da yöneticileri belirtmeliler.

Yüksek lisans başvurusu sonrası seçilen üniversitenin ya da ülkenin resmi burslarını araştırabilirler. Yüksek lisans başvurusuna benzer olarak, neden o bursa ihtiyaç duyulduğu ve bursa hak kazanılması dahilinde neler yapılacağını açık bir şekilde belirtmeliler.

En son tavsiyem ise, daha önce yüksek lisans yapan kişilerle iletişim kurulması. Çoğu üniversite, başvuru aşamasında başvuran kişiyi eski bir mezunla eşleştirip soruların ona yöneltilmesini sağlıyor. Böyle bir imkan yoksa da LinkedIn gibi sosyal platformlardan eski mezunlara ulaşılmasını kesinlikle öneririm.